122
Kronik HCV
(25) ve %0.95 olarak bulunmuştur (26). Her iki oranda Kızılay ve diğer kan
merkezlerinden bildirilen oranlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede
yüksek bulunmuştur. Ayrıca VHSD gezici otobüs projesi kapsamında pozitif-
lik oranı %0.9 olarak saptanmıştır (27). Kan donörü taramalarındaki oranların
daha düşük olmasının nedeni, tekrar kan verenlerin her seferinde yeni kişi
olarak kaydedilmiş olması olabilir. Bu nedenle toplum bazlı taramaların ger-
çek prevalansı daha doğru yansıttığı ileri sürülebilir. VHSD’nin çalışmasında
en düşük prevalans Ege Bölgesinde saptanmıştır (25).
Ülkemizdeki farklı toplum tarama sonuçları değerlendirildiğinde de an-
ti-HCV pozitifliğinin kan merkezi sonuçlarına göre daha yüksek olduğu görül-
mektedir (23). Ayrıca bu taramalarda özellikle 50 yaşından sonra HCV preva-
lansının arttığı ortaya çıkmaktadır (23). Çoğu çalışmada çocuk yaş grubunda
erişkinlere göre daha düşük prevalans bildirilmiş olup yaş arttıkça prevalan-
sın yükseldiği anlaşılmıştır (23).
Laboratuvar verilerine dayanan çalışmalarda daha yüksek seropozitiflik
oranları bildirilmiştir (23). Bunun nedeninin hastaların da verilere dahil edil-
mesi olduğu ileri sürülebilir.
Anti-HCV pozitifliğinin en yüksek olduğu grup hemodiyaliz hastaları, böb-
rek transplantasyonlu hastalar ve periton diyalizi yapılan hastalardır. Hepatit
C açısından rezervuar ve önemli bir risk grubu olan bu hastalarda Nefroloji
ve Transplantasyon Derneğinin çalışma raporuna göre anti-HCV pozitifliği
hemodiyaliz hastalarında %8.5, böbrek transplantasyonlu hastalarda %8.4 ve
periton diyalizi yapılan hastalarda %4.5 olarak bildirilmiştir (28). Periton diya-
lizi uygulananlarda daha düşük olması vurgulanması gereken bir noktadır.
Hemodiyaliz hastalarında değişik zamanlarda (2001-2010) bildirilen ve-
rilerde anti-HCV pozitiflik oranı %3.7-44.7 arasındadır ve toplam 17 verinin
kümülatif oranı %20.4 olarak bildirilmiştir (23). Bu oranların yüksek olmasına
karşılık 2000 yılı öncesine göre (%41.5) prevalansın giderek düştüğü gö-
rülmektedir (22). Hemodiyaliz hastalarında anti-HCV negatif olduğu halde
HCV-RNA pozitif hepatit C olgularının bildirilmiş olması, bu hasta grubunda
daha da dikkatli olunması gerektiğine işaret etmektedir (29). Burada bir di-
ğer önemli nokta anti-HCV pozitif olanların ancak %30’a yakınında HCV-R-
NA’nın pozitif bulunmasıdır.
Sağlık çalışanlarında bildirilen anti-HCV prevalans oranları toplum tarama
ve kan donörleri oranlarından daha yüksek bulunmamıştır (23). İzmir’den bil-
dirilen bir çalışmada onkoloji hasta grubunda da toplum tarama oranlarına
yakın bir oran tespit edilmiştir (%0.7)(30).