270
Kronik HDV
HDV’nin sekiz ayrı genotipi vardır. Genotipik varyasyon coğrafi bölgelere
göre değişiklik göstermektedir. Genotip 1 Yunanistan, İtalya ve Afrika’da, Ge-
notip-2a Asya’da, 2b Tayvan’da, genotip 3 Venezuela ve Peru’da, genotip 4
Japonya’da, genotip 5-8 Afrika’da daha sıktır (6).
Ülkemizde yapılan çalışmalarda Türkiye’de yaygın HDV genotipinin HDV-1
olduğu bildirilmiştir (7,8). Fulminan hepatitten sorumlu tutulan tip ise genotip
3’tür. Genotip 3, özellikle Güney Amerika ülkelerinde sıktır (15-17).
HDV’nin bulaşma yolları diğer kronik viral hepatit etkenlerinden farklı de-
ğildir. Hepatit Delta virüsünün bulaşması kan yolu, perkütan yol, vertikal yol,
horizontal yol ve cinsel temasla olabilmektedir.
Enfeksiyonu kazanım yönünden riskli popülasyonlar damar içi ilaç kulla-
nanlar, HIV pozitif hastalar, hemodiyaliz hastaları ve sık kan ile kan ürünle-
ri alan hemofili hastalarıdır. HIV ile enfekte kişilerde anti-HDV pozitifliği %15
olarak bildirilmektedir (18,19). Hemodiyaliz hastalarındaki HDV enfeksiyonu
oranlarını belirlemek üzere 1985-2008 yılları arasında bu konu ile ilgili yapıl-
mış yayınların değerlendirildiği bir metaanalizde, HDV enfeksiyonunun Asya
ülkelerinde ciddi bir sorun olmaya devam ettiği ve hemodiyaliz hastalarında
HDV enfeksiyonu oranlarının Türkiye’de %8, Umman’da %7.7, Suudi Arabis-
tan’da %12.5 olduğu saptanmıştır (20).
Ancak damar içi madde kullanımındaki yaygınlık da HDV enfeksiyonu sık-
lığını artırmaktadır. Vietnam’da HDV prevalansının %10.7 saptanmasına karşın
yapılan risk faktör analizinde damar içi madde bağımlılarında oranın %25.6
olduğu görülmüştür. Aynı çalışmada, seks çalışanlarında bu oran %8.8 olarak
bulunmuştur (21). Risk gruplarında yer almanın dışında, çeşitli risk faktörlerinin
de bu enfeksiyonu kazanmada rolü olabileceği belirtilmektedir. Bununla ilgili
olarak İran’da HDV enfeksiyonundaki risk faktörlerinin belirlenmesi amacıy-
la 509 hastayı kapsayan bir çalışma yapılmıştır. Sonuçta hastaların %7.7’sinde
HDV pozitifliği saptanmış, ileri yaş, periodental girişim, endoskopi ve kolonos-
kopik işlemlerin HDV pozitifliğinde bir risk faktörü olduğu belirlenmiştir (22).
Çocuklarda HDV enfeksiyonu ile ilgili veriler sınırlıdır. Pakistan’da yapılan
bir çalışmada çocuklarda HDV enfeksiyonunun klinik seyri değerlendirilmiş
ve 18 yaş altı HDV enfeksiyonlu çocuklar ile HBV monoenfeksiyonlu çocuklar
klinik açıdan karşılaştırılmıştır. HDV enfeksiyonlu çocuklarda prognozun mo-
noenfekte çocuklara göre daha kötü olduğu görülmüştür (23).
Sonuç olarak Delta enfeksiyonu son yıllarda azalma eğiliminde olmakla
birlikte halen önemini sürdüren bir enfeksiyon hastalığıdır. Hepatit B enfeksi-
yonu ile mücadelede yaygın aşılama ve müdahalelerin steril koşullara uygun